Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
Sağanak yağışlar hayatı olumsuz biçimde etkilemiştir. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok vilayetimizde hayat durma noktasına gelmiştir. Sel suları Ankara’da mesken ve işyerlerini basmıştır. Başkentimiz ağır yağışlara teslim olmuştur. Hem Ankara hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi acınası bir aciziyetle seyretmiştir. Meteorolojinin ikazlarına karşın hiçbir tedbir alınmamıştır. Belediye idareleri bir kere daha sınıfta kalmışlardır, çaresiz girdabına terk etmişlerdir.
BELEDİYE İDARESİ LAF ÜRETME YERİ DEĞİLDİR
Kar ve yağmur yağdıktan sonra yapılacak her uğraş boşuna bir emektir. Riskleri öngörememiş belediye idarelerinin tek sığınağı temelsiz bahaneleridir. Altyapı eksiklikleri, siyasi ilkellikler, afetler karşısında tertip yetersizlikleri bugünkü tablonun yegane sebepleridir. Hükümet, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’nin boşluğunu doldurmuş, müdahale etmiştir. Belediye idaresi laf üretme yeri değildir. Millete layıkıyla hizmet etme mercidir. Bu tavrı gösterenleri aziz milletimiz baş tacı yapacaktır. Tam aykırısını yapanlarını da rezil etmesini bilecektir. Bu kapsamda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza rahmetler niyaz ediyorum. İnanıyorum ki şiddetli yağışların yaraları sarılacaktır.
Ayrıca İtalya’nın Lucca kentinden havalanan helikopterin kaza kırıma uğraması sonucu 7 kişi hayatını kaybetmiştir. Vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve Eczacıbaşı Holding’e taziyelerimi sunuyorum.
TERÖR TAARRUZLARINA DERHAL SON VERİLMELİDİR
Hain terör taarruzlarını lanetliyorum. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Şu anda tedavi altında bulunan gazilerimize şifalar temenni ediyorum. Elbette acımız çok büyüktür. Al bayrağa sarılmış şehit naaşları gözyaşları eşliğinde vatan topraklarımıza emanet edilmiştir. Kalırsak devlet biziz ölürsek cennet bizim diyen kahraman şehitlerimizin kanları yerde bırakılmayacaktır. Katillere hak ettikleri cezalar kesilecektir. Evlatlarımıza kast edenlerin hayatları zindan edilecektir.
Terörle çaba kıran kırana devam edecek, bu melanetin kökü her tabandan sökülüp atılacaktır. İkinci bir tercihimiz görülemeyecektir. Türkiye’ye ihanet eden PKK’lı teröristlerden 3 ayaklı bir çıkış yolu vardır. Terör hücumlarına ön koşulsuz derhal son verilmelidir. Silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olmalıdırlar. Üçüncü olarak da kaçınılmaz cezalarını çekmeleridir. Türkiye, bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir. Ya bu hasımlık çetesi ülkeyi kanlı bir bölünme sürecine sürükleyecektir ya da Türkiye Cumhuriyeti hareketlere gereken karşılığı vererek ihanetin belini kıracaktır.
Terörle çaba süreci çok boyutlu bir süreçtir. Karşımızda sadece teröristler yoktur. Terörizmin imalatçı ülkeleri, üniformasız barbarlar vardır ve bu yalın gerçeği birazcık zeka sahibi herkes bilmektedir. PKK, yalnızca PKK’dan ibaret değildir. Türk milletiyle kimlerin hesabı varsa terörizmin baronları, terör örgütlerinin ümit aşısı onlardır. Terörle gayret Türkiye’yi zora sokmak isteyen alçakların topuyla asimetrik bir gayrettir. Teröristler kukladır, kuklacılar ise mayası, mazisi kapkara odaklardır. Türkiye’nin haklı hudut ötesi operasyonu an problemiyken, ABD askerleriyle PKK/YPG’li teröristlerin beraberce poz vermeleri neyin iletisidir? ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır? Mehmetlerimize silah sıkanlara, ihanet edenlere dayanak vermek insanlık onurunun neresiyle ve nasıl bağdaşacaktır? ABD konumunu netleştirmek mecburiyetindedir: Bu ülke dost mudur, düşman mıdır?
Türkiye göstereceği yüksek iradeyle bölünmeyeceğini, bedeli ne olursa olsun dosta da düşmana da göstermiş, alayına birden göstermeye devam edecektir. NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin telaşlarını legal gördüğünü teyit ediyorsa bunu ABD ve birtakım Avrupa ülkelerine anlatıp kabullendirmek zorundadır. Bizim telaşlarımızın hududu sadece Finlandiya ve İsveç’le görülemeyecektir. ABD’nin bölücü terör örgütüyle bulunması izahı güç olacak ikiyüzlülüktür, asıl tasa kaynağımız da işte bu sinsiliktir. Türk milleti dostun da düşmanın da mert olmasını bekler.
HDP’NİN KAPATILMASI, AYM’NİN ADALETE, TARİHE, MİLLETE GÖREVİDİR
İstanbul Kadıköy’de ortalarında HDP milletvekillerinin de bulunduğu bir güruhun İmralı canisini özgür bırakılması için yürüyüşe geçip, sokaklarımızı kirletmesi alçaklıktır. Üstelik PKK kontenjanından Meclis’e giren bir bayan milletvekili vazifesini icra eden polisimize adice yumruk sallamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde askere, polise, temiz vatandaşlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak, iç barış ortamını yıkmak için nifak saçan önüne gelene hakaretler yağdıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz. Mensubu olmayanların TBMM’de vazife yapması zuldür, mahşeri vicdanda darbedir. HDP’nin kapatılması, AYM’nin adalete, tarihe, millete, şehitlere, ihmali mümkün olmayan bir vazifesidir. Türk Milleti bu kenelere daha fazla sabır ve tahammül gösteremez. Sayın Kılıçdaroğlu bu vahim görünüm karşısında hala çıtın çıkmıyor, bir şey diyemiyorsun. Bu sessizliğini neye yoralım? Polise yumruk atan soysuzun yanında mısın?
Kadıköy’de polise yumruk atan çürümüşün ardında duran aşikardır ve bugünkü CHP idaresidir. Kılıçdaroğlu’nun CHP, eski CHP değildir demesi boşuna değildir.
Zillet ittifakı rotasızdır, ruhunu ve siyasi onurunu kiraya vermiştir. Serok Ahmet’in Diyarbakır’da düzenlenen çalıştayda yaptığı konuşma bu çalıştaya PKK’lıların ve FETÖ’cülerin iştiraki provokasyondur. PKK tezlerini savunacak kadar çukurlaşmıştır. Serok Ahmet, Türkiye’nin başına sarılmış beladır. Kumanda edilen mandacıdır, geçmişi ve geleceği ile siyasi kundakçıdır.
KILIÇDAROĞLU’NUN MEZHEBİ BİZİM SİYASİ ELEŞTİRİMİZİN DIŞINDA
Kılıçdaroğlu’nun mezhebi, etnik kökeni, doğduğu yer bizim siyasi eleştirimizin büsbütün dışındadır ve kesinlikle hürmet gösterilmelidir. Türk Milleti’nin hiçbir ferdi Türk, Kürt, Alevi, Sünni, inanan, inanmayan, laik, anti laik diye ayrılamaz. Ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Kökeni, mezhebi, anasının lisanı ne olursa olsun bu millet benim, bu bayram benim diyen herkes bizim kardeşimizdir. CHP Genel Liderinin Alevi İslam inancına sahip olması onun için bir kayıp, handikap, utanacağı bir özelliği değildir. Aksine, Alevi İslam inancına sahip olan kardeşlerimiz bizim can beraberliğimizdir. Mezhep üzerinden fitne çıkarmaya heves edenler fitnenin çıban başlarıdır. Birebir İttifak içinde Kılıçdaroğlu’nun alevi kimliğinden tasa duyanlar, bunu da kamuoyu ile paylaşanlar sorumsuz olmakla birlikte ulusal birlik ve dayanışma ruhunu zedelemek isteyen provokatörlerdir. Bu yezit siparişini hazırlayan kimlerdir? Peş peşe gelen özür iletilerinin hiçbir inandırıcılığı, geçerliliği yoktur.