Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü partisinin küme toplantısında CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na 10 soru yönelterek, ”Bu sorulara o denli kıvırtarak, laf çevirerek, yuvarlak kelamlar ederek değil, kesin, kati, net karşılık vermesini bekliyorum. Şayet bu delikanlılığı yaparsa kendisini siyaseten ve tıbben mazur görmekten vazgeçip muhatap almaya başlayabiliriz” demişti.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 10 sorusuna 7 saat sonra cevap vermiş ve 10 soruyu da Erdoğan’a yöneltmişti.
ERDOĞAN’IN GAYESİNDE SEYAHAT VE KILIÇDAROĞLU VARDI
Erdoğan, bugün partisinin 30. İstişare ve Kıymetlendirme Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
Burada yaptığı açıklamalarda Kılıçdaroğlu’nu gaye alan Erdoğan, ekonomik krizi Seyahat hareketlerine bağladı. Kılıçdaroğlu’nu ise karşılık verdiği ’10 soru’ üzerinden maksat aldı.
“Gezi olaylarıyla başlayan ve devam eden ihanetlerin ülkemize kur-faiz-enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı, 1.5 trilyon doları bulan bir ulusal gelirle çok farklı bir yerde olacaktık” diye konuşan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak “Yüreksizliğini, çapsızlığını, ipinin oburlarının elinde tutulduğunu göstererek karşılık vermiş” biçiminde konuştu.
Geçtiğimiz gün eylemcilere ‘Sürtük’ tabirini kullanan Erdoğan, “Biz Seyahat olaylarında sergiledikleri tavra yakışan teşhisi koyduk. Biz daima milletimizin lisanıyla konuştuk. Milletimiz bu vandalları nasıl tanımlıyorsa biz de o denli dedik.” diyerek savundu.
KILIÇDAROĞLU, 10 SORUYU HATIRLATARAK GÖNDERME YAPTI
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına toplumsal medya hesabından daha evvel sorduğu soruları hatırlatarak reaksiyon gösterdi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ‘sürtük’ sözüne de göndermede bulunarak “Erdoğan sorularıma cevap verememenin ezikliği içinde, küfürlerine devam etmişsin. Düştüğün bu küfür çukuruna ben inemem, hiç kusura bakma.” sözlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun paylaşımı şu biçimde:
Erdoğan sorularıma yanıt verememenin ezikliği içinde, küfürlerine devam etmişsin. Düştüğün bu küfür çukuruna ben inemem, hiç kusura bakma.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) June 4, 2022
Kılıçdaroğlu’nun soruları ise şöyle oldu:
1. Damadın 128 milyar doları art kapıdan, düşük kurla kimlere sattı?
2. Avrupalıların hayat kalitesi korunsun diye, Türkiye’yi milyonlarca sığınmacı ve kaçakla doldurdun, huzurumuzu bozma kıymetine mahallelerimizi sattın. Bu talimatı sana kim, ne karşılığında verdi?
3. 33 şehidimizin katilinin kapısına gidip, dakikalarca bekledin. Sonra da hiçbir şey olmamış üzere etrafa gülücükler saçtın. Sana hakaret eden kişinin ayağına gidip mektubunu ‘takdim’ ettin. ‘Hamd olsun gündeme gelmedi’ dedin. Neden bu kadar eğiliyorsun? Hakkında ne biliyorlar?
4. Ekonomiyi baturdın. Latifesi bile kötüyken kendini ekonomist ilan edip, milyonlarca gencimizi işsiz bıraktın, Türkiye’yi %157 enflasyona mahkum ettin. Hiçbir aklı başında ekonomistin seninle çalışmak istemeyişini kendine nasıl açıklıyorsun?
5. Paravan vakıflar aracalığıyla çocukların, yüzlerce milyon doları birbirine gönderiyor. Yurt kılıfı altında Manhattan’da gökdelen inşa ediliyor, çiftlikler satın alınıyor. Ailece bir ortaya geldiğinizde, birbirinizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Daima merak etmişimdir bunu.
6. İçişleri Bakanın ne kadar mafya, uyuşturucu baronu varsa fotoğraf çektirirken, sokakları mafyanın denetimine geçirdiniz. Bu örgütlerden beklentiniz nedir? Neden hepsi sokağa salıverildi?
7. Rahip Brunson’ı teslim ettikten sonra Kaşıkçı’yı da sattın. Ülke prestijini konsolosluk bahçesine gömdün. Neden katile koşarak gittin? Ondan ne bekliyorsun? Sana beklediğini verecekler mi Erdoğan?
8. SADAT’ın Asrika planlarına katılıyor musun? 15 Temmuz’da kaybolan silahların, bu paramiliter yapının elinde olduğunu biliyor musun? Onlara bu rolü kim verdi? Konutunda Adnan Tanrıverdi ile ne konuştunuz? Bekledikleri Mehdi kim?
9. Müzik ve lisan yasakları ile gençleri kışkırtmanın toplumsal çatışma yaratmanın mı peşindesin? Peşinen söyleyeyim, yemezler.
10. NATO’ya atıp tutuyorsunuz. Ben NATO’nun gerekliliğine inanıyorum. NATO’dan çıkmak yerine yabancı askerleri topraklarımızdan çıkaralım diyorum, var mı sende o yürek? Getirebilir misin bunu Meclis’e?