Altılı masada güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş, iktisat ve dış siyaset üzere değerli bahis başlıklarına dair çalışmalar sürerken, ortak aday konusunun son toplantıda gündeme gelmediği belirtiliyor. Fakat uzmanlara nazaran her ne kadar kendi planına nazaran hareket ettiği görülse de altılı masanın adayını açıklamada yavaş davranması yeri altından çekebilir.
Altı muhalefet partisinin son toplantısından sonra yapılan açıklamada “ortak aday” hususu tekrarlanarak, “Bir sefer daha vurgulamak isteriz ki Altılı Masa’nın ortak adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak” denilmişti.
DW Türkçe’nin edindiği bilgilere nazaran toplantıda ortak aday konusu gündeme gelmezken, daha evvel de çeşitli seferler açıklandığı üzere adayın belirlenmesinin lakin parlamenter sisteme geçiş süreci ve ortak gündem dokümanı üzere hususların netleşmesinin akabinde ele alınması planlanıyor.
Altılı masayı oluşturan partilerden üst seviye bir yetkili masaya ait “yavaşlık” tenkitlerini seçime daha altı ay kadar bir mühlet olduğunu hatırlatarak “Hızlı koşarsak nefesimiz kesilir” kelamıyla yanıtlıyor.
Siyaset Bilimci Dr. Kerem Yavaşça altılı masanın şimdiye kadar ortaya koyduğu stratejinin evvel ortak siyasetleri ve geçiş süreci yol haritasını belirlemek akabinde ortak adayı tespit etmek olduğunu söyleyerek, “Fakat her ne kadar analitik bir plan üzere görünse de bunun siyasetin tabiatına ve Türkiye’deki mevcut siyasi atmosfere ne kadar uyumlu olduğu tartışma konusu” diyor.
Altılı masanın adayını artık açıklaması gerektiğini düşünen Yavaşça, “Adayın açıklanmasının yahut aday üzerine konuşmanın vakti geldi de geçiyor esasen. Zira altılı masa açısından bakıldığında yer altından kayıyor ve bunu toparlamak için de çok fazla bir vakit kalmıyor üzere bir manzara var” diyor.
Yavaşça bir çıkış noktası olarak adayın ismi şu anda açıklanmasa da en azından açıklanacağı tarihin belirlenerek kamuoyuna duyurulmasının mümkün olabileceğini söz ederek, “Bu altılı masa açısından tekrar ilgi odağı haline gelmesine aslında imkan sağlayabilecek bir öge olur” diyor.
Ortak adaylık için kimlerin isimleri geçiyor?
Belirlenmesi ve kamuoyuna açıklanması yeni yılı bulabileceği söylenen ortak aday ile ilgili şu ana kadar Ankara kulislerinde sıklıkla lisana getirilen isim CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu.
Gelinen son noktada Kılıçdaroğlu’nun da aday olmaya eskisine kıyasla daha sıcak baktığı belirtilirken, bununla birlikte seçimi kazanmanın kendisi için hala “daha öncelikli bir husus olduğu” CHP önderine yakın isimlerin vurguladığı bir konu.
Ancak her ne kadar CHP başkanı ve takımı Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için istekli olsa da YETERLİ Parti’den çeşitli kademelerce vakit zaman yapılan açıklamalar CHP başkanı ile seçimi kazanma ile ilgili kuşkular olduğu tarafında.
Siyaset Bilimci Can Kakışım, bundan birkaç ay öncesine kadar Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin doğal cumhurbaşkanı adayı üzere bir imaj içinde olduğunu lakin son birkaç ay içinde kıymetli kimi değişiklikler ile bu tablonun değiştiğine dikkat çekerek, GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener’in evvelden adaylıkla ilgili çok net tutum göstermemesine karşın son vakitte bunu değiştirdiğini şu sözlerle aktarıyor:
“Özellikle CHP içerisinde kimi isimlerin altılı masaya yönelik ‘eğer Kılıçdaroğlu’nun adaylığı onaylanmazsa masa dağılır’ tipi telaffuzları lisana getirmesinden sonra Akşener değerli bir çıkış yaptı ve dedi ki ‘altılı masa noter değil’. Bundan sonra da Kılıçdaroğlu’nun adaylık kampanyasıyla ilgili dozu biraz düşürdüğüne şahit olduk.”
Yavaşça da Kılıçdaroğlu’nun şimdiye kadar “adı konulmamış bir kampanya” sürdürdüğünü lakin bu kampanyanın bilhassa son birkaç ayda çok da başarılı olmadığını belirterek, “adı konmamış adaylıkla” ilgili şu tehlikeye işaret ediyor:
“Bu ismin koyulmamasından kaynaklanan süreç, buradaki tüm adayların kamuoyundaki prestijini da, ya da dayanağını de daha aşağıya çekti. Yani burada bir maalesef kaybet-kaybet durumu kelam konusu olmaya başlamıştı.”
Bu nedenle GÜZEL Parti’nin tenkitlerini biraz daha yüksek tondan seslendirmeye başladığı belirtiliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ismini ortak adaylık için öne sürme ihtimalinin konuşulduğu kulislerde, bununla birlikte aslen CHP’li olmayan, ülkücü kökenden gelen Yavaş’ın parti tabanından takviye bulmasının daha sıkıntı olduğu da bedellendiriliyor.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığının gerçekleşmemesi durumunda ise yeniden onun işaret edeceği bir ismin altılı masada da konuşulup karara bağlanarak ortak aday olmasının yüksek mümkünlük olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun Yavaş’ı değil parti tabanı ile alakaları daha uygun olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nu tercih edebileceği konuşuluyor.
İmamoğlu’nun yargı süreci denklemi nasıl tesirler?
Peki son günlerde ismi yine ön plana çıktığı gözlenen İmamoğlu ile ilgili devam eden yargı süreci ortak aday denklemini nasıl etkileyebilir?
İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret ettiği savıyla yargılandığı ve kamuoyunda “ahmak davası” olarak bilinen dava 14 Aralık’a ertelenmişti.
CHP kulislerine nazaran İBB Lideri ile ilgili yargı sürecinin tamamlanarak, siyaset yasağı üzere bir sonuç doğurmasının gerçekleşmesi “normal koşullarda” seçime kadar beklenmiyor. Lakin iktidarın oyun planına nazaran bu süreyi kısaltmak isteyebileceği, yasak üzere bir durum kelam konusu olması durumunda da İmamoğlu’nun alanda ortak aday her kim olacaksa onun için çalışacağı düşünülüyor.
Kakışım, İmamoğlu’nun altı ay kadar evvel tatil ithamları, balıkçıdaki yemek üzere mevzularla çok yıpratıldığını ve biraz denklem dışında kaldığının konuşulduğunu anımsatarak, İBB Lideri’nin tekrar denkleme dahil oluşunu şu sözlerle anlatıyor:
“Bu müddette İmamoğlu yalnızca İstanbul’a odaklandı. Ve hakikaten de yeterli bir performans sergiledi. Hem metro ağının genişletilmesi hem tarihi ve kültürel yapıların restore edilmesi yahut toplumsal yardımlarla alakalı değerli adımlar attı. Bu da onun imajını son derece güçlendirdi. Bu nedenle İmamoğlu’nun da tekrar adaylık konusunda ön plana çıkan bir isim olduğunu kabul etmek gerekiyor.”
İstanbul’daki son taarruzun akabinde İmamoğlu her gün olay bölgesine giderek esnafı ziyaret etmeye ve moral vermeye devam ediyor.
Kakışım, “ahmak davasının” da İmamoğlu’nun popülaritesine katkı sağladığını söyleyerek, şöyle konuşuyor:
“Bu süreçte görüldü ki bir taraftan iktidar tüm imkanlarıyla Kılıçdaroğlu’nu karşısına aday olarak çekmeye çalışırken, öbür taraftan İmamoğlu’nu itmeye yahut onu siyasi yasaklı hale getirmeye çalışıyor. Bu da insanları ‘iktidar Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmasını bu kadar isteyip, İmamoğlu’ndan bu kadar korkuyorsa; bu gidilmesi gereken doğal yolu göstermez mi?’ diye düşünmeye itti.”
Bu ortada altılı masa Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem amacıyla gündeme getireceği anayasa değişikliği paketi teklifinin 28 Kasım’da başkanların iştirakiyle açıklamayı planlıyor.
