Anayasa değişikliği görüşmeleri için uzun yılların akabinde HDP’nin kapısını çalarak ortak fotoğraf veren, bunun akabinde UYGUN Parti’ye “dönüşmesi” ve altılı masadan kopması daveti yapan iktidarın seçime hakikat partilerin üst idarelerine üzere görünen lakin tabanlarını ve seçmenlerini kazanmayı hedefleyen bu teşebbüslerinin sürmesi bekleniyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyeti başörtüsü konusunda hazırlanmakta olan anayasa değişikliği paketi için MHP, CHP, YETERLİ Parti kümelerinin yanı sıra HDP’yi de ziyaret etmişti.
Uzun yıllardır dini bayramlarda bile HDP ile bayramlaşmamaya ve ortak fotoğraf vermemeye dikkat eden iktidarın bu atılımının akabinde eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş rahatsız olan babasını görmeye götürülmüş ve tüm bu adımlar iktidarın Kürtlerle yeni bir tahlil sürecine mi başlayacağı sorularına yol açmıştı.
DW Türkçe’nin iktidar kulislerinden edindiği bilgilere nazaran daha evvelki tahlil sürecine emsal bir açılım şu an için kelam konusu değil lakin iktidar Kürt seçmenleri kazanmak için HDP tabanına sıcak gelen iletilerini, yani bir AKP’li yetkilinin deyişiyle “gül dağıtmayı” sürdürecek. Lakin başka taraftan HDP’ye ait bakışın anayasa ziyaretine karşın değişmediği ve Demirtaş’ın babasına götürülmesinin “insani bir konu” olduğu belirtiliyor.
Hedefte Kürt seçmenler mi var?
İktidar kanadına nazaran “dünyada ve Türkiye’de milliyetçiliğin ve milliyetçi telaffuzun bu kadar hakim olduğu bir periyotta HDP ile kim açıktan ilgi kurarsa durumu zorlaşır” lakin bu niyet Kürt seçmenler ve HDP tabanı için geçerli değil ve son adımlarla onlara hitap edilmeye çalışılıyor.
Bu ortada Halk TV’ye konuşan Demirtaş kendisinin babasını görmeye götürülmesi üzere adımları “AKP’nin Kürt oyları olmadan seçimde başarılı olamayacağını herkes biliyor, bu nedenle birtakım ataklar yapması normal” kelamlarıyla kıymetlendirdi.
Kürt seçmenlerin oy davranışları ile ilgili yıllardır saha çalışmaları yapan araştırmacı Reha Ruhavioğlu, iktidarın stratejisinin bu olabileceğini lakin HDP tabanının bu türlü birkaç jestten etkilenecek bir taban olmadığını belirtiyor. “Arada bu kadar çok şey yaşanmış ve AKP onlar için evvelce ikinci parti iken şu anda oy vereceği son parti haline gelmişken bu türlü birkaç jestle rastgele bir şey değişmez” diyen Ruhavioğlu’na nazaran AKP’nin bu son adımları hâlâ partide kalmaya çalışan Kürtler için daha manalı olabilir.
Ruhavioğlu: AKP tabanının HDP’ye bakışı değişmez
Rehavioğlu, her ne kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “manevra alanı geniş bir siyasetçi” olarak bilinse de AKP tabanının bu kadar milliyetçi yapıldığı bir devirde HDP’ye bakışının değişmesinin mümkün olmadığı görüşünde:
“Zaten çabucak ‘HDP’yle yan yana yürümek münafıklıktır’ üzere bir söyleme dönmesi bize değişiklik olmadığını gösteriyor. Ancak ne var? Erdoğan’ın ÂLÂ Parti ile HDP ortasında mayın döşemeye çalışması ve altılı masayı daima bir ulusal ve yerli turnusol üzerinden imtihana çekme gayreti var.”
MAK Araştırma’dan Mehmet Ali Kulat’a nazaran ise AKP bundan evvel Kürt seçmen üstünde tesirli olan tarafın İmralı’daki Abdullah Öcalan olduğunu düşünerek yanlış bir okuma yaptı ve artık de kusurunu anlamış durumda. Kulat şöyle konuşuyor:
“AK Parti şimdiye kadar HDP seçmeni üstünde tesirli olan ismin Öcalan olduğu üzere yanlış bir okuma yaptı. Bunu fark ederek artık Demirtaş’la temas kurarak, bir kapı açmaya çalıştı. Şayet şu ana kadar bu kapı aralanmış olsaydı bence oradan devam ederlerdi ve GÜZEL Parti’ye bu teklif gelmezdi. Lakin baktılar ki orada büsbütün kapalı bir kapı var, daha ileriye gitmeden eski duruma dönüş yaptılar.”
İYİ Parti’ye yönelik son girişim
AKP’nin HDP tabanına sıcak geleceğini düşündüğü bu son hareketlerinin çabucak akabinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın DÜZGÜN Parti’ye yaptığı “dönüşüm ve altılı masayı terk et” daveti da tartışılmaya devam ediliyor.
Erdoğan Endonezya dönüşü uçakta yaptığı açıklamada UYGUN Parti’yi kastederek, “Onlar niçin bunlarla tıpkı masaya düşüyor yahut tıpkı pozisyona geliyor? Bu natürel düşündürücüdür. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse ulusal ve yerli bir duruş sergilemek üzere pozisyonunu tekrar gözden geçirir” demişti.
DW Türkçe’nin AKP kulislerinden aldığı bilgiler partinin Millet İttifakı’ndan kopacağını iktidarın kendisinin de aslında beklemediği istikametinde. UYGUN Parti’nin altılı masadan kalkmasının “o masanın dağılması” manasına geleceğini belirten iktidar kanadından bir isim “Olsa olağan ki çok güzel olur lakin olmaz, bunu biz de biliyoruz” yorumu yapıyor.
Bu ortada YETERLİ Parti’nin ihtimal verilmese de altılı masadan koparak Cumhur İttifakı’na iştirakine birinci başta MHP’nin itiraz edeceğine de dikkat çekiliyor.
İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener Erdoğan’ın davetine dün “Biz Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının yerlilik ve ulusallık üzerinden yaptığı tanıma gereksinim duyan bir parti değiliz. Çizgisinde hiç kırıklık olmayan; dün neyi savunduysa, bugün de tıpkı şeyi kararlılıkla savunan, birebir fikri savunan bir siyasi partiyiz. Hasebiyle milletimizin geleceğinin heba edildiği, ortaya sürüldüğü bir kumar masasında hiç olmadık. Bundan sonra da olmayız” karşılığını vermişti.
İktidarın stratejisine nazaran gerek HDP gerekse GÜZEL Parti ile ilgili bu son teşebbüslerle elde edilmeye çalışılan aslında parti idarelerini değil seçmenlerini kazanmaya çalışmak.
Ruhavioğlu, DÜZGÜN Parti’nin Cumhur İttifakı’na katılmasının mümkün olmadığını AKP’nin kendisinin de bildiğini söyleyerek, ÂLÂ Parti seçmeninin Erdoğan’a öfkesi en keskin kümelerden biri olduğuna dair araştırmalar bulunduğunu hatırlatıyor. Ruhavioğlu, “Buradaki emel esasen İYİ’nin Cumhur’a iştiraki değil. Mümkünse altılı masadan kaldırmak, bağımsız bir aktöre ya da üçüncü bir ittifakın aktörüne dönüştürmek” diyor.
İktidarın seçim taktikleri fiyat mı?
Peki iktidarın birbiriyle çelişir üzere görünen adımlar içeren bu stratejisi meblağ mı? Ya da bir stratejisi var mı?
Ruhavioğlu, iktidarın çok komplike bir planı olduğunu düşünmediğini ve bir çaresizlik içinde olduğunu belirterek, “Bu çaresizlikle birlikte bir yandan HDP’yle ilgili bir tartışma, bir yandan YETERLİ Parti’yle ilgili bir tartışma, bir yandan altılı masanın meşruiyetini yıpratma. Bütün tuşlara birden bastığını düşünüyorum” yorumu yapıyor.
Kulat ise “Sayın Erdoğan kamuoyu araştırmalarında ‘AK Parti’nin oyu şöyle artıyor, bu türlü artıyor’ denmesine karşın önemli bir oy artışı olmadığını, küçük artışların ise mevsimsel olduğunu biliyor” diyerek, bu nedenle yüzde 40 civarındaki Cumhur İttifakı’na karşılık yüzde 45 civarındaki Millet İttifakı’nı yıpratmaya çalıştığını belirtiyor.
